ÜMİT ZEYNEP KAYABAŞ'IN GEVEZE ŞİİRİ

“Saati Geri Aldım”, Ümit Zeynep Kayabaş’ın ikinci şiir kitabı. Kitap geçtiğimiz nisan ayında Okur Kitaplığı’ndan çıktı.
Bir şair hakkında kesin bir yargıya varmak için, ilk yahut ikinci hatta üçüncü kitap bile yetersiz kalabilir. Ancak edebiyat tarihimize şöyle bir göz atıp “Üvercinka”, “Geceleyin Bir Koşu”, “İşaret Çocukları” gibi ilk kitaplarla karşılaşınca, bende ilk kitapta dahi bir şair hakkında kesin yargılara varılabileceği fikri oluşuyor. Bu fikri arkama alarak geleyim Kayabaş’ın kitabına.
Eğer bir şairin ilk kitabı ile ikinci kitabı arasında bir fark, bir gelişme (gelişme ağır oldu) daha doğru bir tabirle yenilenme olduğu görülmüyorsa, ortada oturup düşünülmesi gereken bir sorun vardır. Ümit Zeynep Kayabaş’ın 120 sayfalık, hacimli sayılabilecek bu ikinci şiir kitabı “Saati Geri Aldım”, kendisini bu fikirlerle selamlattırıyor bizlere.
“Saati Geri Aldım” hakkında konuşmak isterim: Kitabın içerisinde yer yer iyi, orijinal fikir ve imgelere rastlasak da, genel itibariyle bütünlük içinde tutulamamış, şairin birleştirici, barışçıl elinin değmediği açık olan, savruk darmadağınık dizeler ortalıkta uçuşuyor. Aynı, yere düşen elmalar gibi dizeler var ortalıkta. Ancak bu elmalar Aden Cennet’inden değil yırtık bir pazar poşetinden düşmüş sanki.
Ümit Zeynep Kayabaş’ın şiirleri genel olarak kötü, yanlış anlaşılmasın, zayıf değil, kötü.  Zaman zaman bütün şairler kötü şiir yazabilir. Ancak bunların üzerinde çalışılır, emek harcanır, olmadı bir çekmeceye kaldırılır. Fakat yayınlanırsa şayet, maalesef bunu anlayışla karşılayamayız. Bu bağlamda Okur Kitaplığı ve Ünsal Ünlü’yü de eleştirmem gerekiyor. Bildiğim kadarıyla yayınevinin roman editörü –Güray Süngü- olmasına karşılık şiir editörü yok. Galiba Ünsal Ünlü, kendi şairliğine güveniyor. Evet, Ünlü’nün şair olduğunu biliyoruz, ancak sanırım, iş trafiği yoğun olduğundan şiir editörlüğüne yeterince zaman ayıramıyor. Çünkü Okur Kitaplığı’ndan çıkmış kaliteli romanlar, hikâyeler varken, iyi şiir kitaplarıyla çok nadir karşılaşıyoruz.  
“Saati Geri Aldım”a dönelim. Kitabı okuduktan sonra aklımızda oluşanlar kafa karıştırıyor. Kayabaş,  “Araf, Meryem, Sırat Köprüsü, Hacer…”gibi isimleri bol bol zikretse de, şiirlerin genelinde bir derinlik, bir aksiyon yok. Şöyle ki imajları okuyucuyu bir yere götürmüyor. Oysa her sanatçının bir haritası, bir yolu vardır. Hedeflediği bir yere doğru gider ve götürür. Ancak Ümit Zeynep’in şiir aracı, yola çıktığından bu yana istop halinde, hâlâ harekete geçemedi. Hanımefendi şiirinde “yeryüzünün yakasını kendinden başka düzeltecek birisini bulamadığını” söylüyor; daha şiirini ütüsüz sokağa çıkarırken, bunu nasıl becerecek, merak ediyorum. Sonuç itibariyle şiiri, gevezelikten başka bir şey değil. Yer yer iyi buluşlar yakalamak, bir kişiyi maalesef şair yapmıyor.
           Ümit Hanım şiirinde “alnına yazılanları anlayamadığını” söylemiş bir de. Doğrusu biz de onun şiirlerini anlayamadık. Ümit Zeynep Kayabaş'ın ilk şiir kitabıyla ilgili bir link vererek yazımızı bitirelim: http://www.dunyabizim.com/index.php?aType=haber&ArticleID=4684&q=%C3%BCmit+zeynep+kayaba%C5%9F

           Selim Sina Berk

  

                



           

Yorum Gönder

0 Yorumlar