CUMHURBAŞKANLIĞI ÖDÜLÜ YANLIŞ ADRESE

Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri, bu yıl, edebiyat alanında Selim İleri’ye verildi. Ödülün veriliş gerekçesi; Selim İleri’nin “edebiyat aşkını İstanbul tutkusuyla harmanlayıp kişisel anılarını şehrin geçmişiyle bir araya getirdiği eserlerinde gelenekle yeni arasında köprü rolü üstlen”mesi. Hatırlanacağı gibi bu ödül, geçtiğimiz yıl Sezai Karakoç’a verilmiş, onun ödülü kabul etmekle birlikte ödül törenine katılmamasından ötürü birtakım spekülasyonlar oluşmuştu. Biz de bu süreci yakinen takip etmiş, spekülasyonların ya Sezai Karakoç’u tanımayan solcular ya da Sezai Karakoç’u iyi tanımasına rağmen kendisine art niyetle yaklaşan Müslümanlar –mesela Taha Kıvanç!- tarafından üretildiğini gözlemlemiştik. Her neyse, ödül bu yıl Selim İleri’ye verildi ve ortada henüz bir tartışma yok; fakat biz, durumun tartışılmaya muhtaç olduğunu düşünüyoruz. Biliyoruz, Cumhurbaşkanlığı ödülü, Nobel ödülü ya da başka bir ödül, yazarı, nitelikli okurun gözünde büyütmez de küçültmez de; çünkü o, esere bakar, kamuoyundaki dalgalanmalardan etkilenmez. Zaten ödüllerin hedefi de sıradan okuru etkilemek, böylece, ödülü veren mecranın politikaları doğrultusunda piyasayı hareketlendirmektir. Fakat Cumhurbaşkanlığı ödülleri, bizim için önemli. Geçmiş cumhurbaşkanları dönemi olsa, görüşümüzü gene belirtmekle beraber üzerinde fazla durmazdık; çünkü neticeyi zaten kestiriyor olurduk. Ama cumhurbaşkanı, hassasiyetlerini ve arka planını bildiğimiz Abdullah Gül olunca işler değişiyor ve birtakım beklentilerimiz oluşuyor. Üstelik ödülün geçtiğimiz yıl Sezai Karakoç’a verilmesi, beklentilerimizi bu yıl için daha da artırmıştı.
       Selim İleri, çoğunluğun sempatiyle yaklaştığı bir yazar; bunda, onun sıcak ve uzlaşmacı kişiliğinin büyük payı var. Üstelik üretken de, yoğun roman, hikâye ve düzyazı çalışmalarıyla koca bir külliyat oluşturmuş durumda. Ne ki, popüler kültüre yakın bir yazar Selim İleri, hatta günümüzün “popüler” yazarları sorulsa, kendisini ilk birkaç yazar içerisinde anarız. Popüler’liğinin gereği olarak onun medyayla, okurla ve edebiyatla ilişkisi, sahih edebiyatın penceresinden baktığımızda problemlidir. Eh, Selim İleri, bütün üretkenliğine rağmen orijinal bir edebiyat dili yaratabilmiş, öykü ve romanımızda ciddi kırılmalar oluşturmuş, kendinden sonrakileri derinden etkilemiş bir yazar da değildir. Bütün bunların yanında, ödülün geçtiğimiz yılki sahibi Sezai Karakoç’a (1933) göre bir hayli genç bir yazar Selim İleri. İsim zikretmemize gerek yok, ama bu ödül, yaşça ve nitelikçe daha önde yazarlara verilebilirdi. Selim İleri’nin yazarlığını bir kenara bırakarak söylüyorum, bizleri asıl yaralayan, devletin zirvesi tarafından, Selim İleri’nin şahsiyetinde bütün bir popüler kültürün ödüllendirilmesi oldu.  Elbette cumhurbaşkanımız edebiyatı derinlemesine tanımak zorunda değil, bu yüzden cumhurbaşkanımızın kültür danışmanlarını eleştiriyorum, Abdullah Gül, onlar tarafından yanlış yönlendirilmiştir. Sonuç itibariyle, cumhurbaşkanlığı ödülü -edebiyat alanı için söylüyorum-, geçtiğimiz yıl Sezai Karakoç’a verilerek gerçek edebiyat ve düşünceyle ilişkisi bakımından saygınlık kazanmıştı. Umarız, ödül, önümüzdeki dönemde daha doğru adreslere sunulur ve bu yıl Selim İleri tercihiyle az da olsa yaralanan söz konusu saygınlığını, böylece yeniden elde eder.

      Aykut Nasip Kelebek

 

 

             

Yorum Gönder

0 Yorumlar