İTİBAR'DA
AHMET MURAT, İTİBAR MI KAYBEDİYOR
“Aklı
Selim”, TRT’de bir kültür programı. Programın editörü, yapımcısı kimdir,
bilmiyorum; ben bir tek sunucusu Ahmet Murat’ı tanırım ve severim de. İbrahim
Tenekeci’nin tanımlamasıyla Ahmet Murat, “Onurlu ve olgun, ince ve derin, abartısız ve içten”. Ben benzeri kelimeleri
kullanmak istemiyor, onu samimi bir şair arkadaşımız olarak görüyorum. Ahmet
Murat’ın şiirlerinde bir derinlik hissediyoruz, ama o az yazdığı için bu
hissedişimiz, somut bir gerçekliğe ulaşmakta zorlanıyor. Mümkünse Ahmet
Murat’tan İbrahim Tenekeci’nin ifadelerini karşılayacak düz yazılar ve bol
şiirler bekliyoruz. Şiir bahsi ayrı, bir gün o konuya da gireriz.
“İtibar”ın
kurulacağı dönemde Ahmet Murat’la karşılaşmış, on beş yirmi dakika sohbet
etmiştim, başka birine randevum vardı, istediğim halde fazla oturamamıştım.
Demiştim, “İtibar bir klik dergisi olacaksa Ahmet Murat o dergide yer almamalı.”
Beni tasdik edercesine, “Bu benim hangi ortamda olursa olsun, ilk prensibimdir”
demişti. Lakin bugün geldiğimiz noktada, Ahmet Murat’ın kliğe girdiğini ve
kendine mahsus ismini kaybetmekte olduğunu görüyoruz. Cevdet Karal’ın İtibar
içerisinde şahsına münhasır şiirini zayıflatarak yitirmekte olduğunu gördüğümüz
gibi.
Ahmet Murat,
ekrana yakışıyor, mimiklerinde bir olgunluk ve kendine güven var, lakin bu,
ekrandan gerçek hayata yansımıyor. Aklı Selim’i özellikle takip ettiğimi
söyleyemem, ama rastladığımda ilgimi çeken konu ve konuk varsa da izlerim.
Ahmet Murat, son haftalarda, İtibar çevresinin şair, öykücü veya romancılarını
büyük bir keyifle programında ağırlıyor, ala! Ama niçin sadece kendi dergisi
çevresinin edebiyatçılarını topluma sunmaya çalışıyor? İşte burada, Ahmet
Murat’ın itibarını kaybettiğini, bir kliğin parçasına dönüştüğünü söylemek aklıselimce
olur. Neredeyse diyeceğiz, çözüm sürecinde iktidar, niçin İtibar’dan birkaç
akil insan almamış. Olmuyor böyle Ahmet Murat. Ben burada Zafer Acar olarak konuşmuyorum, biz olarak konuşuyorum, emin ol, birçok arkadaşımız,
içinden bu yazdıklarımı geçiriyor ve sana kızıyor. Lütfen, devletin milletin
kanalını doğru bir şekilde kullan. Onlarca şairimiz var, onlarca öykücü, az da olsa romancımız, eleştirmenimiz var
ve birçok edebiyat dergimiz. Bunları görmemek, bir aklıselime yakışmaz. Danışmanlarını
bir gözden geçir, ne bileyim yapımcın mapımcın neyse, ben bu tür şeylerden
anlamam, bir yokla, bu yaz döneminde onları hizaya çek ve yeni dönemde daha
tarafsız bir bakış açısıyla seyircinin karşına çık, derim. Yanlış anlamasın
kimse, Ahmet Murat bu programı yapmalı, kesinlikle yapmalı, hatta mümkünse bir
televizyon kanalının genel yayın yönetmenliğini üstlenmeli, onun, bunların
hepsini hak ettiğini düşünüyorum. İtibar çevresine sempatisini de anlayışla
karşılıyorum, fakat bu bir devlet kanalıdır ve milletindir. İtibar’da ne
yapıyorlarsa yapsınlar, hangi çeteciliği yürütüyorlarsa yürütsünler, İtibar
kendilerinin, seçim haklarına kimse bir şey diyemez, eleştirir geçeriz, o
kadar.
Sanırım
Ahmet Murat yalnızlığa katlanamadı, evet insan, yalnızlıktan bıkıp bir hayat
arkadaşı bulur, evlenir, sosyal bir aktiviteye katılır, sporla uğraşır, siyasete
girer; bunların hepsi, insan olmanın doğası gereği. İşte şairlik, bütün bu
doğal dengeyi alt üst eder ve bizi yalnızlığımızla baş başa bırakır. Şair, o
yalnızlıktan doğar; büyük şair, o yalnızlığın kendisine dönüşür. Ahmet Murat
ile Cevdet Karal, yalnızlık karşısında hezimete uğradılar, bir dergiye değil,
bir kalabalığa karıştılar. Üzgünüm. Ve üzgünüz. Ömer Erdem’i sola sempatisinden
dolayı eleştiriyoruz, ama mevzu bahis şiir olunca, her daim yalnızlığıyla baş başa buluyoruz. Ahmet
Murat ve Cevdet Karal’ın cemaat ile Cuma namazı kalabalığını karıştırdıklarını
düşünüyorum. Cevdet Karal’ın, “Dergâh Dergisi”nde kendisini itikadi yönden
eleştirip taşlayan ekiple hemhal olmasını, o yazıya bizzat eleştiriyle karşılık
veren ben, hayretle karşılıyorum.
İtibar’da
yeni şairlerle karşılaşmayı beklerken, eski şairlerimizin yok oluşunu
görüyoruz. Hüseyin Atlansoy’u da böyle bir tehlike bekliyor. Sanırım Cevdet
Karal’ı da Ahmet Murat İtibar’a çekti. Acaba Ahmet Murat ile Cevdet Karal,
İtibar’a fazla kan verdiklerinden mi onların fizik ötesini yoklayan şiirleri
kansız kaldı?
Zafer Acar
0 Yorumlar