CEMAL SÜREYA, ZAFER ACAR, SERTAP ERENER ve TEOMAN

Şiirin sinema ya da resim gibi türlerle ilişkisi olumlu sonuçlar doğurabilir, fakat şiir ve müzik arasındaki ilişkinin, şairler aleyhinde birtakım etkiler oluşturduğunu düşünmekteyim. Son yılların popüler şarkılarını ister istemez dinlediğimizde, şarkı sözü yazarlarının çağdaş şiirimizden ne denli etkiler taşıdığını şaşırarak göreceğiz. 
     Rafet El Roman'ın "Kalbine Sürgün" şarkısının nakarat bölümü şöyle: "Derler ki unutmalı, zamana bırakmalı/Nasıl olsa sarılır yaralar bir gün/Ama benimki aşk değil, sen gibi taş değil/Benimki kalbine sürgün"
     Sezai Karakoç'un "Sürgün Ülkeden Başkentler Başkentine" şiirindeki şu mısralara bakalım: "Senin kalbinden sürgün oldum ilkin/Bütün sürgünlüklerim bir bakıma bu sürgünün bir süreği" Buradaki etki açık, Sezai Karakoç'un bu şiiri, özellikle Tayyip Erdoğan'ın okumasından sonra daha bir yaygınlaşmıştı.
     Geçtiğimiz aylarda Sertap Erener’in “Bir Çaresi Bulunur Elbet” adlı şarkısını dinlerken, ilk paragraftaki çıkarımlarımı daha bir derinden hissettim, çünkü şarkıda geçen “Sesinde söyleyemediğin sözler var” adlı söz, Cemal Süreya’nın “Sesinde ne var biliyor musun/Söyleyemediğin sözcükler var” mısralarından ima edilmeden bozularak alınmış intibaı uyandırıyordu. Fakat bitmedi, gene Sertap Erener’in 2013 içerisinde çıkan “Sade” albümünün giriş şarkısı olan “Dönmüyorsun”da şöyle sözler var:

Dünya bile dönüyor
Sen inatla dönmüyorsun”

     Bu sözler de Zafer Acar’ın, Dil ve Edebiyat Dergisinin 2012 Aralık tarihli sayısında yayımladığı, “Ben Konçertosu” –ne kadar da müzik sanatının içerisinden bir başlık- adlı şiirin şu mısralarının neredeyse bire bir aynısı:

“dünya dönüyor nedeeeeen
sen dönmüyorsun bana ey ben”

     Yeni bir örnek de Teoman'ın "Özgürlüğün Elinde" adlı şarkısından, Teoman'ın "Artık yalnız değilsin hayallerin var" sözü, Zafer Acar'ın "Bayan Hıı" şiirindeki (Hamse, 2010) "artık yalnız değilim çünkü yanımda seni beklemek var" mısraından etkilenilerek yazılmış gibi. Şarkının bu mısradan doğduğunu düşünüyorum.

     Evet, şarkı sözü yazarları ve reklamcılar, günümüz şiirini mal bulmuş mağribi gibi yağmalıyorlar, üstelik bu şekilde ciddi ekonomik gelirler de elde ederek. Ayrıca bu durum bir ilk değil, genç kuşaktan şairlerin de başına gelen bir haksızlık. Bu tip haksızlıkların önü kesilmeyecek gibi görünüyor. Şiir-müzik ilişkisi, yukarıda da verdiğimiz örneklerden faydalanılarak yeniden değerlendirilmelidir. Buna ihtiyaç var.  

Nadir Kut

Yorum Gönder

0 Yorumlar