“RİND EDEBİYAT”,
HANGİ AMACA HİZMET ÇIKIYOR
Tuğrul
Tanyol yönetiminde “Rind Edebiyat” adlı yeni bir dergi çıkmaya başladı.
Derginin ilk sayısı, Yahya Kemal Özel Sayısı olarak hazırlanmış, editörün
söylediğine göre önümüzdeki sayı Ahmet Haşim hakkında olacak ve dergi her
sayısını başka bir modern ustaya ayıracak. Bunun
oldukça şekilci ve muhafazakâr bir politika olduğunu, bu girişimden başarılı
sonuçlar alınamayacağını düşünüyorum. Çünkü asıl yenilikler, ihtiyaçlara binaen
ortaya çıkar, peki bugün, bu kurucu şairlerimiz hakkında böylesi toparlama
işlere ihtiyaç var mı? Kesinlikle hayır. Zaten her sene çok sayıda dergi ve
kurum böylesi işlerin ticaretini yapıyor, daha beş sene önce, Yahya Kemal’in
50. Ölüm Yıldönümü dolayısıyla “Yedi İklim”, “Türk Edebiyatı”, “Hece”, “Kitap-lık”
gibi çok sayıda dergi özel sayı çıkarmıştı. Fakat yüzlerce sayfalık bu
birikimden, ancak iki elin parmağı kadar makale nitelikli ve orijinal tespitler
barındırıyordu, onlar da her yerde görünme/gösterilme derdi olmayan, popüler
edebiyatın karşısında kalemlerden çıkmaydı. Zaten, ilgili kişi hakkında yeni
çıkarımları olan; dergiler özel sayı çıkarsa da çıkarmasa da fikirlerini okurla
paylaşır. Diğer taraftan, özel sayı hazırlamanın kolaylığından, buradaki yazıların
genelde zorlama ve ezberci olduğundan bahsetmeye ayrıca gerek var mı? İşte,
“Rind Edebiyat”ın Yahya Kemal sayısında Doğan Hızlan’dan Abdullah Uçman’a çok
sayıda imzanın makalesi var, tablo ortada. Yahu Allah aşkına, çoğunluğu devrini
tamamlamış, vaktiyle söyleyeceğini söyle (yeme) miş, yapacağını yap (ama) mış
akademisyenler/yazarlar bunlar. Gerçi genç yazar/akademisyenlerden de destek
almış Tuğrul Tanyol, ama onlarda da yeni tespitler yok.
Doğrusu, bu sayıda yer alanları
fazla eleştirmemek gerek, büyük ihtimal dostlukları nedeniyle Tanyol’u
kıramadılar, yoksa onlar da bilir Yahya Kemal gibi hakkında sayısız çalışma
yapılmış biri hakkında yeni tespitlerde bulunmanın güçlüğünü. Burada editöryal
bir problem var, haliyle eleştirilerin odağı Tuğrul Tanyol olmalı, ona şu soru
sorulmalıdır: “Rind Edebiyat hangi ihtiyaca binaen çıkacak?” Geleneğin,
ustaların hakkı teslim edilsin için mi? Bunu layıkıyla yapan dergi ve yazarlar
oldu. Kaldı ki Tuğrul Tanyol ve onunla aynı çizgideki akranı şairlerin gelenek
algılayışı, yüzeyselliği ve riyakârlığından ötürü sakattır. Çünkü geleneği işlemek,
yerli-yabancı şairlerin mısralarını iktibas etmekle değil; kültür ve medeniyet
birikimimizle, onu yaratan din üzerinden iletişim kurmak ve bu birikime
yaratıcı/doğurgan katkılarda bulunmakla olabilir ancak. Tanyol ve akranları,
Hilmi Yavuz’u doğru algılayamamak nedeniyle “altı Şişhane üstü kaval” bir
gelenekçiliğe vardılar: Ruhsuz bir bedenden ne beklenebilirdi. 90 ve 2000’lerde
de bu hastalığın taşıyıcıları var, her ne kadar ustaları Hilmi Yavuz, onların
iyi şairler olduğunu iddia etse de.
Aykut Nasip Kelebek
0 Yorumlar