ÇINAR DURUYOR, GÖLGESİ GİTTİ: MUSTAFA MİYASOĞLU 


Mustafa Miyasoğlu aramızdan, Mustafa Miyasoğlu olarak ayrıldı. Son on on beş yıl içerisinde, Müslümanların ayakları altındaki zemin, son derece kaygan hale gelmişti. Mustafa Abi hiç sendelemedi, düşmedi; onun adı, hiçbir şekilde çıkar ilişkileri içerisinde anılmadı. Onunla oturduğunuzda şunu hissederdiniz: Bu düşünen adam, tek başına kalsa bile davasından caymaz, etrafına her daim umut saçar; sanırım özellikle de bu sayede, gençleri toplamayı başarırdı. Ölümü kendisine yaklaştırıp yakıştıramayacağım kadar enerjikti. Bu enerjinin adı, sanırım dava aşkıydı. 
     Mustafa Miyasoğlu, Necip Fazıl’ın yanında yetişmiş, edebiyat alanında mühim eserlere imza atmış, şiir ve roman türlerinde ismini belirginleştirmiş, Âsaf Halet gibi unutulmaya yüz tutmuş bir şairi yeniden gün yüzüne çıkarmış bir sanatkârımızdı. Necip Fazıl’ı Mustafa Abi’den dinlemenin tadı bambaşkaydı. O, Necip Fazıl’ı adeta masal anlatıcısı gibi anlatırdı. Sanırım, salon adamı olma özelliğini de Necip Fazıl’dan kapmıştı. Kelimelerin içini doldurarak konuşurdu, kibar adamdı. Muhatabında İstanbul beyefendisi izlenimi uyandırıyordu. 
     Bir duruş ve söz sahibi değilseniz, onunla anlaşmanız mümkün değildi, bu yüzden olsa gerek menfaatlerle iş gören edebiyat iktidarları, ondan uzak durmayı yeğlemiştir. Mustafa Miyasoğlu, hakkı ve hukuku kollayarak yaşadı aramızda, bu özellik, bütün usta ve üstatlara beraberinde yalnızlık getirmiştir. Yanlış anlaşılmasın, onun, ayağı kaymış akranları tarafından yalnızlaştırılmasından bahsediyorum, yoksa hiçbir zaman gençler, böylesi sanatkarı yalnız bırakmaz.       
     Mustafa Miyasoğlu’nu unutmayalım, biz insanlar, nisyan ile mamulüz. En azından onun adına bir yarışma düzenleyerek genç nesle sürekli hatırlatabiliriz. Bir sanatkarı diri tutmada en etkili yoldur bu. Bir sokağa, bir önemli yapıya da adı verilebilir. Kitaplarına ciddi bir yayınevi sahip çıkabilir. Mustafa Miyasoğlu, bir kültür hazinemiz olarak korunmayı hak ediyor. Kültür adamımız yok, sanatkarımız az, diyen ve bunun ezikliğini hisseden iktidar sahiplerini, bu bakımdan önemli işler bekliyor. Seviniyorum, artık bizim de geride külliyatlar bırakan sanatkarlarımız var. 
     Mustafa Miyasoğlu’nu ebediyetle birlikte geleceğe de uğurluyoruz. Bir sevgili kuluna daha kavuşmakla, öte dünya biraz daha mutlu olmuştur. Ama biz üzgünüz. Kendisine Allah’tan rahmet, ailesine başsağlığı diliyoruz.    

     Zafer Acar

Yorum Gönder

0 Yorumlar