"EVE DÖN, ŞARKIYA DÖN, KALBİNE DÖN!"
Her
şeye yetişmek mümkün değil. İnternetteki dünya veya popüler dünya gerçek
dünyadan hızlı dönüyor ve değişiyor. Ben, birçoğuna göre şanslıyım. Etrafımda gençler
var, beni gündemden haberdar ediyorlar. İşte onlardan aldığım bir haber: Ayşe
Arman, yine Murat Menteş’le bir söyleşi yapmış (23 Mar. 14). Yarın devam
edecekmiş, ileriki zamanlarda da tekrarlayacağa benziyor. Tekrarlasın, bizi
ilgilendiren tarafı, ne Arman ne Menteş ne de söyleşinin şuyu buyu.
Popülerleşen
isimlerin genelde yüzeysel birkaç konusu vardır ve bunun etrafında dönüp
dururlar, onlardan öyle sarsıcı şeyler işitmezsiniz. Bu söyleşi bağlamında bizi
ilgilendiren, elbette İslam ve öncülerinden Sezai Karakoç’tur. Menteş yine
verevine konuşmuş, düşünüp taşınmamış, çözülen söyleşi metnini gözden
geçirmemiş gibi görünüyor. İslami camiadan çıkmasına ve şair olmasına rağmen,
camianın üstat şairi Sezai Karakoç’un her kesimce en çok bilinen ve
antolojilere en çok alınan şiirini yanlış aktarıyor, işte yüzeysellik diz boyu
dedirtiyor: “Sezai Karakoç’un ‘Balkon’ adlı enfes bir şiiri var: ‘Kaçar
herkesten, durmaz bir yerde / Anne ölünce çocuk, çocuk ölünce anne’ diye biter.”
Menteş’e alıntıladığı mısraların “Anneler ve Çocuklar”dan olduğunu söyleyelim. Batılı
amcalarından yaptığı alıntılarda kolay kolay hata yapmıyor. Öte yandan İslami
jargonla Müslümanları eleştirmekten de geri durmuyor. Zamanında aidiyet
hissettiği camiasının aydınlarını ve şairlerini iyi okumadığı ortada. Düğün
evinin tefçisi, cenaze evinin yasçısı. Eğer Sezai Karakoç gibi kanaat
önderlerimizi okuyup kavrasaydı, Menteş, bir saygınlık kazanacaktı. Hayır,
Menteş ve içimizdeki Menteşlerin hiçbir zaman saygınlık umurlarında olmadı; çünkü
saygınlık, popülerlik kadar para etmiyordu. Bu gayriahlaki tavır bize nereden
ya da kimden geçti, bunun üzerine düşünmek lazım. İsmet Özel’e dek bizde her
yerde görünmek, konuşulmak gibi bir benlik, bencillik yoktu. Özellikle de 90
kuşağı üzerinde etkili olan İsmet Özel, onlara böylesi nefsani kaygıları
aşılamıştır. Bugün gelinen noktada görülüyor ki İsmet Özel ve şürekası acıyla
gülümsenecek bir durumda. Menteş, kendisinin son dönem Türkiye’sinin minimal
bir yansıması olduğunu unutarak yine ergen bir çocuk gibi havalı laflar ediyor:
“Türkiye, kavga çıkmış bir mahkeme salonu gibi. Kim yargıç, kim suçlu, kim
şahit, kim masum, kim savcı, kim zanlı belli değil. Ben, filmlerdeki gibi,
elimi kaldırıp ‘Gerçeği, yalnızca gerçeği’ söyleyeceğime yenim ederim!”
Menteş, en azından ustasının sözlerine kulak vermeli bizce: “Eve dön, şarkıya dön, kalbine dön!” Bir bizce daha, İsmet Özel de kendi bazı eski sözlerine kulak vermeli.
Menteş, en azından ustasının sözlerine kulak vermeli bizce: “Eve dön, şarkıya dön, kalbine dön!” Bir bizce daha, İsmet Özel de kendi bazı eski sözlerine kulak vermeli.
Zafer Acar
0 Yorumlar