Biliyorum, bu sorudan evvel Ak Parti’den aday adayı olur
muydu, diye sormalıyım elbet, ama bu sorunun öyle cezbedici bir cevabı yok
bence. Biz arı kovanına elimizi sokalım. Bal kovanı değil bu, mecliste bal var
evet, ama 550 balarısı yok ne yazık ki, belki üç beş tane, o kadar, o kadar mı,
bundan da emin değilim.
Niçin Necip Fazıl’ı böylesi bir
meselenin içine çekiyorum, çünkü Tayyip Bey’in üstadı, onun şiirleriyle hemhal
olduğunu bilmekteyiz, şimdilerde de merkezinde Sezai Karakoç bulunmakta, hoş,
ne hoş bir reis-i cumhurumuz var, bizden şiirler okuyor, meydanlar şair sözüyle
inliyor. Peki, meclise gelince niçin onca akademisyene rağmen bir şair bile
giremiyor. Yanlış anlaşılmasın, yok, benim öyle aday adaylığım yok, fakat bazı
şair arkadaşlarımız meclise girmeyi heves edinmişlerdi, üstelik bunların
içerisinde Amerika’da okumuş –hani hâlâ hayranız ya batıdan eğitim almışlara-
akademik kariyeri olan, birçok kitap yayınında bulunmuş, bürokrat, oldukça
donanımlıları da var. Onlar bile bu elit 550 kişinin arasında yer alamamış. Her
zamanki gibi şiir severler şairden pek hazzetmiyor, aman ha Nesimi gibi
hakikati haykırabilir, Nefi gibi sivri dilli olabilirler, neyime lazım diyor
bence parti başkanları, artist olabilir, şarkıcı ya da futbolcu hay hay, ama
şair, aman uzak kaçsın, ne zaman ne yapacağı belli olmaz. Bu sözleri söyleyenler
haklı. Lakin Ak Parti, “biz aklığımıza öylesine güveniyoruz ki, şairleri bile
bünyemize alıyoruz” diyebilmeliydi, hele de zan altında kaldığı şu kaos
döneminde. Adnan Menderes ile Tayyip Bey’i oldubitti birbirine benzetirler, o
yüzden diyorum ki, Necip Fazıl bugün 50’li yaşlarında olsa ve Ak Parti’den aday
adaylığını koysaydı, 550 vekilin arasına giremezdi, çünkü DP’den meclise
girebilmek için onca uğraştığı halde Adnan Menderes tarafından görmezden
gelinmişti. Şair, her daim iktidar tarafından ötelenmiştir.
Ha, diyeceksiniz yapma yahu, Ak Parti’den
geçmiş dönemlerde birçok şair milletvekili oldu; şair mi dediniz? Düzeltmelisiniz
sözünüzü, şaircik demelisiniz, çünkü gerçek şair, her ortamda ve mevkide şiiri
kollar, şair arkadaşlarını unutmaz. Onlar, kendilerini bile unuttular. Tayyip
Bey de haklıydı, koskoca parti başkanı tutup da büyük şairlerin ayağına gidemezdi
ya, ama büyük şair de haksız sayılmaz, Allah’tan başkasının ayağına gidecek
takat bulamaz kendinde. Öyleyse bu sorunsal hiçbir zaman çözümlenemeyecek.
Selçuklu veya Osmanlı padişahları yüksünmeden şairleri dergâhlarında ziyaret
ederlermiş. Bu da mümkünmüş yani, bilemeyeceğim.
Gerçekten öyle milletvekilleri
tanıdım ki, azıcık entelektüel bir kişi onlarla aynı masada oturmaktan imtina
eder, Tayyip Bey ne adamlara katlanıyor, yazık, meclisimizin geyik derisinden
koltuklarına yazık ediliyor, yazık.
Bir de Ak Parti’de üç dönem
teranesi var ya, dönüp duruyor televizyonlarda, artık gına geldik, b.. var ya
mecliste milletvekillerinin ayakları yapışıp kalıyor, ne yapsınlar bal bu. Hem
memleketi onlardan başka kimse yönetemez, maazallah düşman işgal edebilir,
namus elden gidebilir, şükredelim halimize.
Bir de niçin bu kadar akademisyen
mecliste yer buluyor kendine, okuma yazma bilmeyen, eğitilmeye muhtaç
milletvekilleri mi var, öyleyse Ak Parti, bu seçiminde son derece haklı.
Politikadan anlamam, işte o
yüzden verevine yazıyorum ya, iyi de ediyorum, herkes politik olmuş, hiç de
yoksa bu üslup bir farklılık yaratıyor.
Mecliste şair, edebiyatçı yok,
ben bu dertli başımı alıp kime gidem Tayyip Bey.
0 Yorumlar