FAYRAP’A YANIT


Fayrap, Şubat sayısında yeni kuşak şairleri değerlendiren bir dosya hazırlamış, Fazıl Baş da dosya içerisinde benim şiirim hakkında bir şeyler söylemiş. Sözü çok uzatmayacağım, bu yazı bağlamında Baş’la ilgili olarak üç ihtimal var: Ya şiir eleştirisi yapmayı bilmiyor ya art niyetli ya da ikisi birden. Benim şiirimi bilen biri, bu yazıyı okuduktan sonra üçüncü seçeneği işaretleyecektir.
Öncelikli olarak, bir şairi eleştireceksen onun bütün şiirlerini göz önünde bulundurman gerekir. İlk şiir kitabım Bana Hayran Olsana sonrasında bu kitabın üç katı hacimde şiir yazdım, bunları da öyle kıyıda köşede değil camianın sayılı dergilerinde yayımladım, Fazıl Baş’ın ciddi bir değerlendirme için onları da ele alması gerekirdi, şiirdeki tembelliğiniz kimseyi ilgilendirmez ama eleştirmenlikte, Baş’ın bu tutumundaki gibi tembelliğe yer yoktur. Kaldı ki Bana Hayran Olsana’yı da komple incelememiş, seçtiği bir iki şiir üzerinden, o da kenarından köşesinden birtakım eleştiriler getirmeye çalışmış. Neymiş, aşırı bir kendini beğeni duygusu falan, bu yaptığı şiir eleştirisi değil, kaldı ki sözünü ettiği yerlerde çağın gençliğine yöneltilmiş bir eleştiri söz konusu. Başı’ın cümlelerini söyleyebilmek için eleştirmen diye meydana çıkmaya gerek yok. Bu sözü herhangi bir şiire şöyle bir bakan bir orta okul talebesi de pekala söyleyebilir. Şimdi ben mi oturup şiirimdeki temaların incelemesini yapayım? Hormonallik de laf değil mesela, bu mantıkla bulduğun her aşk şiirine hormonal diyebilirsin, bu durumda da dünya şiirinin yarısı gümbürtüye gider.
Şiirin her temayı işleyebilme kabiliyeti vardır. Baş’ın yazısı, hayır, şiirde bunlara bunlara yer yoktur, şiir şu şu alanda konuşup durmak zorundadır, diyor. Bir şair olarak elbette istediğin alanda şiir yazabilirsin ama eleştirmen olarak bunu dikte etme yetkin yoktur, sağlıklı bir eleştiri için bütüncül bir perspektifle şiirin niteliğine bakarsın. Baş, Kusursuz Bir Dönüş şiirimi metnine merkez olarak almış, yine söylüyorum, şiirimin biçim ve içerik eleştirisine girişecek değilim, ama hadi onun yolunu izleyerek birkaç cümle edelim: Bir aşığın, bir coşku anında, dünyada sadece maşukuyla kalma arzusundan daha doğal ne olabilir? Buradan bir dünyevilik çıkmaz; Bana Hayran Olsana, dünyevilik, kapitalizm ve modernizm eleştirileriyle dolu bir kitaptır. Okurdan bunları gizleyip seçilmiş birkaç mısra üzerinden tevil yöntemiyle hakikati örten bir kurgu inşa etmek, ancak böyle zihninin karanlığını dergi sayfalarına boca edenlerde görülür.
Çok ilginçtir, metin boyunca asla ve asla biçim eleştirisine girmeyen, içeriğin sığ sularında debelenen Baş, kendisine göre bulduğu tek siyasi şiirde birden biçim eleştirisini hatırlıyor. İşte art niyet böyle bir şey. Benim kitabım hakkında tek bir olumlu cümle yok ancak kendi dergisinin ortalama şairlerine gelince her fırsatta ölçüsüz övgüler diziyor. Cemaatçiliğin dibi bu değil midir. Bütünlüklü düşünce dünyası ise ayrı bir mesele, bir şiir eleştirisinde daha ziyade şiirin bütünlüğünden söz etmek gerekir. Kaldı ki Bana Hayran Olsana ve sonrası şiirlerimdeki düşünce dünyasını, sıhhatli ve sakin bir eleştirmen teslim edecektir. Son olarak; şiirde şiirden/estetikten asla feragat etmem, bu tip bir eleştiriyi şiirden/estetikten yoksun birinden işitiyor olmak da ayrı bir ironi.


Aykut Nasip Kelebek

Yorum Gönder

0 Yorumlar