“ŞAİRLER SOKAĞI” AÇILDI
Geçtiğimiz
Perşembe günü Sultangazi belediyesi, ilçe kaymakamlığı, ilçe milli eğitim
müdürlüğü ve Tekin Yayınevi’nin destekleri ile 125. Yıl Ortaokulu’ nda “Şairler
Sokağı” nın (ben ‘Çıkmaz Sokak’ demeyi yeğlerdim) açılışı yapıldı. Bir muhabir
ağzıyla yazıya giriş yapmamın nedeni birçok yönüyle haber değeri taşıyan bir
programla karşılaşmış olmam. Bu durumun ilk nedeni cesur ve aynı zamanda birikimli
bir yönetici: Ömer Baltaş. Okulun müdürü Baltaş belki de hiç yan yana
gelemeyecek iki isme (Ataol Behramoğlu ve Zafer Acar) ‘sokağın’ açılışını
yaptırdı. Bunun yanında sokak Türkiye gibiydi. Müslüman şairler, solcu-sağcı
şairler, Kürt şairler… Türkiye’nin herhangi bir sokağında karşılaşmanız
muhtemel bir manzara. Bazan kavga eden bazan selamlaşan ama bir şekilde bir
arada duran insanlarla Türkiye sokakları. Ortaya konan işin bir diğer güzel
tarafı da programa velilerin ciddi bir katılım göstermesi. Şair Selim Sina Berk ve edebiyat sevdalısı Mustafa Sözen de 'sokak'ta karşılaştığımız isimlerdi. Güçlü bir
birliktelik kurulmuş bu imkanları sınırlı okulumuzda. Okulun ilginç bir tarafı
da var. Okul kapısı sadece eğitime değil bir ailenin evinin kapısına da
açılıyor. Ailemiz gecekondusuna, sıcak yuvasına, sıcacık okulumuzdan geçmeden
gidemiyor. Neyse, biz de eve değil “Şairler Sokağı” na davetliyiz, İstanbul’un
çarpık kentleşme problemini programa destek olan belediyemize bırakalım.
Gülelim, geçelim…
Peki elilerimiz
ve çocuklarımıza neler anlattı şairlerimiz? Ataol Behramoğlu tatlı bir dille
çocuklarla konuştu, Zafer Acar ise çocukların dünyasını ailelerine sanatla,
şiirle anlattı. Acar, sanatçıların eserleriyle çocukluğu aradıklarını, yer yer
çocuğun diliyle konuştuklarını, onlar gibi sorularla dünyaya baktıklarını ve bu
soruların cevaplanmasının pek de önemli olmadığını söyledi. Çocuk ne yapar eder
öğrenir. Sorar, tekrar sorar, tekrar tekrar sorar. Soru bu şekilde cevabı
işlevsizleştirir. Zafer Acar’ın Picasso’nun kübik resimlerinin perspektiften
uzak ve parçalı diliyle çocukların duyarlılığını ve hareketliliğini
yansıttığını tespit etmesi son derece dikkat çekiciydi. Behramoğlu ise bu yazı
için bize pek malzeme vermese de şiiri olabildiğince basit ve örneklerle tasvir
etmesiyle, çocuklara ‘bir çocuğa layık olmak’ kitabında yer alan ‘diyalog
şiir’ lerini teatral bir biçimde okutmasıyla ve bence en önemlisi Necip Fazıl
ve Orhan Veli’den birer şiir okuyup Necip Fazıl’dan sitayişle bahsetmesiyle
sempati kazandı. Samimi ve keyifliydi Behramoğlu. İki şairin kendilerinden
okudukları şiirler de programın başka bir güzelliğiydi.
Sokak
renkli dedik ama daha önemlisi gerçek. Niye? Çünkü tıpkı Türk şiirinde olduğu
gibi zayıf şairler de bu sokakta kendine yer bulmuş. Bulsun. Olur o kadar,
oluyor. Sultangazi’de gezilecek,
görülecek bir sokak var artık: Şairler Sokağı, daha ne olsun. Hem de müteahhitlerin
değil okurların hırsızlık yapabileceği bir sokak!
Abdullah İlhan Yazdı
0 Yorumlar