Birbirimizin neyi oluruz? Bu sorunun cevabını çok önemsiyorum,
yardımınıza muhtacım, Allah rızası için cevap verin bana; kardeş miyiz, arkadaş
mıyız, dost muyuz? Kardeşsek peşinen söyleyeyim, birbirimize sıkı bağlarla
bağlı değiliz biz, Habil ile Kabil de kardeşti, bu kardeşlikten bize miras kala
kala kan dökücülük miras kaldı. Arkadaşsak iyi, birbirimize yararımız da
zararımız da belli sınırlar içerisinde kalacak, birlikte çay içip çok derinlere
dalmadan sohbet edeceğiz ama karanlık çöktüğünde herkes yoluna gidecek. Dost isek
karanlık çöktüğünde de beraber olacağız demektir, dertleşebileceğiz, sırrımızı
paylaşabileceğiz, zor zamanlarımızda birbirimizin yardımına koşabileceğiz, dost
olduğumuzu bilmenin verdiği gönül huzuruyla hareket edeceğiz. Bunların hepsinin
hayatımızda yeri var fakat hiçbiri beni tatmin etmeye, ruhumdaki huzursuzluğu
gidermeye, yeryüzündeki varoluşumu anlamlandırmaya yetmiyor. Kardeşliğin önüne
set çekiyor, arkadaşlığa burun kıvırıyor, dostluğa temkinli yaklaşıyorum; çünkü
ben kaderdaşlıktan haberdarım, aynı kadere sahip ve talip olmanın yüceliğini,
yukarıda saydıklarımın çok üzerinde bir yerde olduğunu biliyorum. Bir soralım:
Birbirimizin kaderi miyiz? Kaderdaş olmayı önemsiyorum çünkü birbirinin kaderi
olan insanlar birbirlerinden kaçamazlar. Neden? İnsan kaderinden kaçamaz da
ondan. Arkadaşlıklarımıza, dostluklarımıza, kardeşlik dediğimiz muğlak
birlikteliklere biz kendimiz karar veririz; oysa kaderimiz Allah tarafından
yazılmıştır. Ve insan, Hz. Ömer’in büyük bir bilgelikle söylediği gibi Allah’ın
kaderinden yine Allah’ın kaderine kaçar. Kaderimiz olana sahip çıkalım.
Aykut Nasip Kelebek
0 Yorumlar