Beni yakından
tanıyanlar görsel hafızamın pek iyi olmadığını bilir; ama yaşantılar, kiminle
ne zaman nerede oturduğum, kiminle ne konuştuğum hiçbir özel çaba sarf etmeksizin
zihnime yerleşir. Koca bir geçmişi zihninde taşımanın zorluğunu size kelimelerle
açıklayamam, tabii keyfini de… İşte Nurettin Durman’la 2010 Haziran’ındaki
tanışmamız bütün berraklığıyla gözlerimin önünde… Yedi İklim vesilesiyle sıkça
Üsküdar’a gidip gelirdik o vakitler, dönemin ortam ve şartlarını düşünürsek bir
nevi okul niteliği kazanmıştı Üsküdar benim için. Mihrimah Camii önünde
tanışmıştık Nurettin ağabeyle, o mâh yüzlü şairle tanışmak için ne de uygun bir
yer ama değil mi. Nurettin Ağabey, o yıllarda da son derece üretken, birçok
dergide şiir yayımlıyor, yazı yazıyor, söyleşiler yapıyordu. Zafer Acar
tanıştırmıştı bizi, muhtelif mecralarda fotoğraflarıyla karşılaştığımdan görür
görmez tanımıştım kendisini. Gençler, bir yetişkinin kendisiyle özel olarak
ilgilendiğini fark ederse ona ayrı bir saygı duyarlar. Birkaç aydır yazmıyorsun
demişti bana Nurettin Ağabey, üniversite sınavına hazırlandığımı, ürün
yayımlamaya devam edeceğimi söylemiştim; bu dikkatinden etkilenmiştim Nurettin
Ağabeyin. Zaman içerisinde dikkatinin imrenilesi derinliğini de görecektim. O
gün, beni zihninde daha yetişkin biri olarak canlandırdığını söylediğini de
hatırlıyorum…
Hesapsız
kitapsız, güven telkin etmek bir kenara güven duygusunun cisimleşmiş hali gibi
duran, huzurumuzu kaçırıp duran insanlar arasında sohbetiyle huzur veren birini
mi tanımak istiyorsunuz? O halde Nurettin Durman’la tanışacaksınız. Kusurumu
bağışlayın ama açıksözlü davranacağım, nursuz insanlar çağında yaşıyoruz,
büyüğümüz de nursuz küçüğümüz de nursuz. Bu devirde Allah bize büyük bir ceza
vermiştir, o ceza fakirlik fukaralık, savaşlar doğal afetler falan değildir; o
ceza yüzlerimizdeki nurun alınmış olmasıdır, biz ise bu nuru yeniden hak
etmenin gayretini göstereceğimize nurdan doğan bu boşluğu şeytani çizgilerle
doldurmaya giriştik. İşte Nurettin Durman ismiyle müsemma biridir, nur
yüzlüdür, hesaplarla kitaplarla dolu karanlık dünyamıza nur dağıtıp etrafı
biraz olsun aydınlık kılanlar arasındadır. Nur yüzlü olmanın ak sakallı-ak
saçlı olmakla bir ilgisi yok; saf bir kalbe sahip olmadan nur dolu bir yüze
sahip olmak mümkün değildir. Nurettin Ağabeyin saflığı şiirlerine de yansır,
güllerin şairidir o, yaşadığımız çağdan kopuk da değildir ayrıca, Hugo Chavez
için yazdığı şiiri edebiyatımızı takip eden birçok kişi okumuş, beğenisini dile
getirmiştir. Durman’ın Dil ve Edebiyat’ta yayımlanan günlüklerini de okuyun,
kimseyi incitmeden, kırıp dökmeden yazıyor, yakın dönem edebiyat tarihimizi
zenginleştiriyor.
Nurettin
Durman’ın akranlarından önemli bir farkı var, o da gençlerle ilgilenmesi,
onları sürekli olarak yazmaya teşvik etmesi ve yeri geldiğinde edebiyat
kamusunun dikkatine sunmasıdır. “Yazmak ve Yaşamak 2” başlıklı kitabına benimle
yaptığı söyleşiyi de dahil etmişti mesela, kitapta kendisine yer verilen en
genç şair idim, benden sonraki en genç şairle aramda ise 10 yaş vardı. Böyle
jestler yapar Nurettin Durman, nitelikli bulduğu bir şiirinizi edebiyat
mahfillerinde bahse konu eder, içinden gelmişse size bir telefon açıp
tebriklerini bildirir. Kompleksleri yoktur, ortada bir güzellik varsa bunun
paylaşılmasından yanadır. Nurettin Durman gibi edebiyata emek vermiş, edebiyat
çevrelerinde sürekli bir biçimde yer almış şair-yazarlara dikkat edelim; çünkü
onlar bizim hafızalarımızdır. Hafızasının değerini bilmeyen toplumlardan da insanlığa
hiçbir fayda gelmez.
Evet, dostlar. Parasızlık mı
çekiyorsunuz? Kazanılır. Eviniz arabanız mı yok? Alınır. İyi şiir mi yazmak
istiyorsunuz? Allah’ın izniyle en iyisini yazarsınız. Hepsi hallolur, hem
hallolmasa kaç yazar. Bizim bunlardan ziyade iyiliğe, dürüstlüğe, merhamete
ihtiyacımız var. Şiiri kartvizit niyetine kullananları saymıyorum, saymak da
istemiyorum; ama iyi şairler, ahlakın şiirin de sanatın da paranın pulun da
üzerinde olduğunu bilir. Nurettin Durman, bunun bilinciyle yazan ve yaşayan
ağabeylerimizden, Allah’tan kendisine daha nice sağlıklı yıllar dilerim.
Aykut Nasip Kelebek
0 Yorumlar