“NECİP FAZIL, ASLA NAZIM HİKMET AYARINDA BİR ŞAİR DEĞİLDİR” (!)
 
Geçen günlerde Aykut Nasip Kelebek, Özdemir İnce’nin Müslümanlara saldırısını kınayan bir yazı yayımlamıştı blogumuzda. “Temren” adlı dergiyi karıştırırken, Aykut Nasip’in bu konuyu yazmada ne çok haklı olduğunu gördüm. Çünkü havlamak için neden arayan o kadar çok insan var ki, Özdemir İnce’nin attığı kemiğe üşüşmüşler hemencecik. Biz onun bunamış olmasından kuşkulanırken, kimileri, onu refere ederek sözlerine sağlam dayanak bulduklarını sanıyor. Halbuki “her yer çürük kokuyor. Çürük beyinler, çürük kalpler, çürük yaşamaklar ve çürük edebiyat” cümleleriyle “Temren”, kendi içinde bulundukları ortamı tanımlıyor. Derginin yaz sayısı, Halim Yazıcı’ya ağıtlar yakarken, bilinç kaybına uğruyor ve olmadık laflar sayıklıyor. Gelin görün ki, memleketin hali vahim. Özgürlükten bahsediyorlar, tutsak olduklarından dem vuruyorlar, dillerinin prangalandığından söz ediyorlar. Ama ister nefret etsin, ister hınç dolu olsunlar, bu ülkenin başbakanına argo ile konuşamazlar. Bülent Ecevit’in ülkeyi krizlerle yokluğa sürüklediği yıllarda bile, bizler, o makama saygı gösterdik. Kaba sözle hiçbir şekilde saldırıda bulunmadık. Bakın şimdi, devrimcilik kisvesiyle kendilerini ötekileştiren, toplumdan uzaklaştıran ve “onlar” olan kişilerin cümlelerine: “Adam şiir okuyor, hapse giriyor, kendini acındırıyor, ‘Sam Amca’ gizliden bir el uzatıyor zat-ı muhtereme, siyasi yasağı kalkıyor ve oturuyor makam koltuğuna. Sonra ne mi yapıyor? Parsel parsel satıyor vatanımızı ve vatanımızın gelir getiren kurumlarını.”
       Bu bayatlamış eleştirilerin cevaplanacak tarafı yok elbette. Üzücü olan şey şu, sol, bir zamanlar edebiyat yapıyordu, şimdi öfke boşalmasıyla akıl dışı bir siyaset yapıyor. Hem edebiyatta kaybetti, hem siyasette. Üzülüyoruz, çünkü bunlar bizim evlatlarımız. Ama şunu hatırlatmak lazım, Türkiye’de halk demek, Müslüman demektir; Marksist demek değildir.
       Unuttum, Özdemir İnce’ydi değil mi konu. Üstün zeka, tükenmiş bir kalem, bir gerici solcu, yine bu dergide şöyle saçmalıyor: “Nazım Hikmet komünisttir ve ideolojisini şiirine yansıtan eşsiz bir şairdir. Burada, ilgili çevre tarafından bir başka araç da devreye sokulmuyor değil: Nazım Hikmet’in yanına Necip Fazıl’ı koymak boşuna çaba. Özdemir İnce’nin de bir gazete yazısında belirttiği gibi, Necip Fazıl, asla Nazım Hikmet ayarında bir şair değildir.” Şimdi, burada hem Özdemir İnce, hem bu sözlerin sahibi, bu iki şairimizi bir araya getirerek bir apriorinin içine balıklama düşmüş olmuyor mu? Nazım Hikmeti’i şairden saymayan kimi muhafazakarların aksine biz, Türkçenin iki büyük şairini ayrıştırmıyor, birleştiriyoruz, iki kardeşi ayırmıyoruz. Var olanı yok saymak, bizim kitabımızda yok.

      Tetikçi

Yorum Gönder

0 Yorumlar