İRAN’DAN NEFRET Mİ ETMELİYİZ?


Google’a “İran’da İdam Cezası” diye girdim ve çıkan ilk linki açıp şu haberleri okudum: İran'da, Reza Zarrab'ın ortağı Babek Zencani'ye idam cezası verilmesinin ardından, muhalefet, dava dosyasının getirilip Türkiye'deki bağlantıların da ortaya çıkarılmasını istedi. İran'da İdam Cezası Verilen Zencani'nin Türkiye Bağlantıları Mercek Altında: İranlı iş adamı Reza Zarrab'ın ortağı olarak bilinen Babek Zencani, İran devletini 2 milyar 800 milyon dolar dolandırmak suçlamasıyla yargılandığı mahkemece idam cezasına çarptırıldı. Bu karar muhalefeti harekete geçirdi. CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Meclis'te 17-25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet soruşturması ile ilgili kurulan komisyonda üye olarak bulunan Erdal Aksünger, Babek Zencani'nin Reza Zarrab'ın üstünde patron olarak bulunan bir isim olduğunu söyledi. İKİ İSMİN İLİŞKİLERİ BİR BÜTÜN İki ismin ilişkilerinin bütünlüğünün de böyle göründüğünü söyleyen Aksünger, ‘İran idam kararı verirken Türkiye'de bu davaların üstü savcılık aşamasında takipsizlikler verilerek örtüldü’ dedi. 'İRAN İDAM BİZ ÖDÜL VERDİK' İran'ın, Zencani'ye idam cezası verirken Türkiye'nin Reza Zarrap'a iki bakanla birlikte en büyük vergi şampiyonu ödülü verdiğini hatırlatan Aksünger, ‘Türkiye'de bunun uzantıları varsa onlarla ilgili gerekenler yapılmalı ama bunu yapmazlar’
 değerlendirmesini yaptı. Kaynak Holding'e kayyım olarak atanan, Zencani ile fotoğrafı ortaya çıkan İmran Okumuş'la ilgili de konuşan Aksünger, ‘Zencani ile ilgisi olan biri kayyım olarak atandı. Karadeniz fıkrası gibi bir olay. Bu Türkiye'de hukukun geldiği noktayı gösteriyor’ diye konuştu. ‘GEREKEN YAPILMALI’ MHP Genel Başkan Yardımcısı Oktay Öztürk Zencani'ye verilen idamı ve bunun Türkiye'deki uzantılarıyla ilgili süreci takip edeceklerini söyledi. Bu konuyla ilgili Türkiye'nin de yapması gerekenler olduğunu belirten Öztürk, ‘Zencani ile Zarrab arasında bir ilişki varsa elbette Türkiye tarafı da gerekenleri yapmak mecburiyetindedir’ dedi. ÖNEMLİ KANIT VE BELGELER VAR, CHP Balıkesir Milletvekili Namık Havutça, Reza Zarrab'ın suç trafiğinde yer aldığının çok açık olduğuna dikkat çekti. Türkiye'nin İran'dan Babek Zencani dosyasını isteyerek kurulan bağlantıların ortaya çıkarılması gerektiğinin altını çizdi. BAKANLIK: ZARRAB-ZENCANİ ARASINDA TİCARİ İLİŞKİ VAR Gümrük ve Ticaret Bakanlığı'nın hazırladığı bir rapor, Reza Zarrab'ın sahibi olduğu şirketlerin idam cezası verilen Babek Zencani'nin şirketlerine hem para hem de altın aktardığını ortaya koydu. Bakanlığın raporunda, ‘Yapılan tespitlerle Babek Zencani ve firmaları ile Reza Zarrab ve firmaları arasında ticari ilişkiler olduğu görülmüştür’ denildi. 'ÖDÜL VERİYORLAR YA' MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, Zencani'nin idam kararıyla ilgili, "öyle bir Türkiye'de yaşıyoruz ki, Türkiye'de de kara para aklama yine İran ambargosunu delmek için kara para aklayan operasyon vardı. Onlar idam cezası veriyorlar bizim bakanlar ödül veriyorlar, ödül veriyor ya’ dedi.
Paradokslarla dolu –iki ülke arasındaki karşıtlıklardan bahsediyorum- bu haber post-modern bir öykü örneği olarak da okunabilir. Üstelik değme öykücüye de taş çıkartır, çünkü akıl dışı bir metinle karşı karşıyayız.
Evet, kesinlikle, Müslüman olsak da İran’dan nefret etmeliyiz, çünkü onlar şu modern çağda İslam devrimi yaptılar, bayraklarına “Allahuekber” yazdılar; İran’dan nefret etmeliyiz, Sünni değiller, Hanefi mezhebinden hiç değiller; İran’dan nefret etmeliyiz, Batılılar değil mollalar yönetiyor devleti; İran’dan nefret emeliyiz, Muhammet’i, Ali’yi çok seviyorlar, Muaviye’ye- Hüseyin’in katili Yezid’e buğz ediyorlar çünkü; İran’dan nefret etmeliyiz, yeryüzünde fitne çıkaranları idam ediyorlar çünkü; olur şey mi, yolsuzluk yaptı diye bir beyefendi işadamını idam etmek, besleyeceksin, onun dehasından, dolandırıcılık zekasından faydalanacaksın, gerekirse uluslararası soyguncular şirketi kuracaksın. İran’dan nefret etmeliyiz, siyasileri imam bilmiş, medyaya iman etmişiz, konjonktüreliz çünkü.
 Cidden bunları söylesek, kesinlikle egemen güçler bize de ödül verir.
Anayasa değişmeli, liderler değişmeli, bürokratlar değişmeli, en çok da ceza hukuku değişmeli. Çünkü suçlular tarafından yazılmıştır, her maddesi göstermeliktir. Açlık dışında, zenginlik için yapılan bütün hırsızların parmak izleri değil, parmakları ellerinden alınmalı ki toplumda kim oldukları bilinsin, elleri onları ele versin. Devlete, dolayısıyla millete zarar verecek düzeyde bir yolsuzluk yapan kişi niçin beslensin, zaten yiyeceğinden fazlasını yemiş. İşte bakın Zencani’nin durumu tam da buna tekabül ediyor: İran petrolünü satıp karşılığında aldığı paraları devlete geri vermemek ve 2 milyar 800 milyon dolar yolsuzluk yapmakla suçlanmış Zencani, "yeryüzünde fesat çıkarmaktan" idama mahkum edilmiştir. Hakimlerin dayanağı ise bizim de son yıllarda başucu ayetimiz haline gelen “Bakara” suresine (191): “Fitne çıkarmak adam öldürmekten daha kötüdür.” Bilindiği üzere, İslam’da haksız yere birini öldürmenin cezası ölümdür. İran, haklı olarak onca mal varlığına rağmen tüyü bitmemiş yetimin bile hakkına göz diken Zencani’ye gözünü biz doyuramayız, toprak doyursun demiş oluyor verdiği idam cezası ile. Fitne dedik ya, Gezi olayları, yolsuzluk operasyonlarıyla daha bir tetiklenmiş değil miydi, fitnenin hâlâ diriliğini koruduğu bir gerçek.
İlk gençlik yıllarımızda bize İran’ı sevdiren, İmama Humeyni’yi büyük bir lider olarak tanıtan, ülkemizde de İslam devrimi yapmak için örnek alınması gerektiğini iddia eden, Ali Şeriati, Mutahhari, Behişti, Mustafa Çamran, Hamaney, Tabatabai gibi İranlı yazarları okutup benimseten abilerin bir kısmı şimdi bürokraside İran düşmanlığı yapıyor, aynen 15 sene evvelki bürokratlar gibi. Düşünüyorum, İran dini lideri hâlâ –Hamaney- aynı, anayasası aynı, değişen bizim abilerimiz oldu sanırım.     
Dünyada 350-400 milyon Şii var, bunların bir kısmı Türk. Öyle kandırılmış Müslümanlar var ki Şiilere karşı, Yahudilere ve Hıristiyanlara gösterilen teveccühün binde birini bile gösteremiyorlar. Ne yapalım, 400 milyon Şii’den vazgeçip daha da azalarak zayıflayalım mı, bu en çok Batılıların ve bilhassa içimizdeki misyonerlerin işine yarar. Öyle cemaatler (!) var ki, Haçlı zihniyetiyle mücadele yerine Şiileri karşılarına almışlar, rafazi gibi göstererek fitneye çanak tutmaktalar.
Sünniler ile Şiiler arasındaki fark Kur’an ve sünnetin farklı yorumlanmasından öte geçmez. İnanmayanlar, onun bunun lafını boş verip kaynak eserler okumalı, doğruyu kendileri bulmalı. 1000 yıllık siyasi gerilimler ise padişah ve şahların problemi, biz Müslümanız, o kadar.
Tefrikaya değil, vahdete ihtiyacımız var.  

Zafer Acar

Yorum Gönder

0 Yorumlar