CESARET, SAMİMİYET VE DAHA NİCESİ: MÜRSEL SÖNMEZ

Çoğunluğun farkında olmadığı insanları tanımak, hayatın bazılarımıza sunduğu ayrıcalıklar arasındadır; Mürsel Sönmez’i tanımış olmak benim için böyle bir ayrıcalık. İnsanlardan büyük beklentilerim yok. Bir kişinin sadece cesaretli olması beni etkilemeye yetiyor, sadece samimi olması, sadece emektar, sadece iyi şair, sadece iyi editör olması da öyle. Ben, ama uzaktan ama yakından muhabbetlerimiz vesilesiyle Mürsel Sönmez’de bunların hepsini birden gördüm, kendisine büyük muhabbet duydum. Uzun yıllardır editörlüğünü yaptığı Bir Nokta’yı, birkaç ay evvel Resul Tamgüç’e teslim etti; arkasında, hakkında ciddi incelemeler yapılabilecek koca bir dergi arşivi bırakarak.
            Mürsel Sönmez’le 2012 yazında, derginin genç şairlerinden Mahmut Feyzi aracılığıyla Örnek Mahallesi’ndeki bürosunda tanışmıştık. Camiadaki pek az şairde görmüştüm ondaki içtenliği, daha doğrusu toplumumuzdaki pek az insanda. Sonradan, bu kez daha kalabalık bir ekiple bir defa daha ziyaret etmiştik Mürsel Ağabeyi, yine çok tatlı bir sohbet olmuştu, zaten onun meclisinde başka türlüsü mümkün görünmüyor. Mürsel Sönmez’i ofisinde daha sık ziyaret etmeyi, onun sohbetinden daha fazla nasiplenmeyi çok istemişimdir, nasibimizde -en azından şimdilik- bu kadar varmış diyelim. Gençlerin ona ilgisini bu ziyaretlerden sonra daha iyi anlamıştım, gençler samimiyet ister, açık sözlü insanları sever, üst perdeden konuşanlarla kolay kolay diyalog kurma yoluna gitmez. Mürsel Sönmez hem makyajsız muhabbetiyle insanların gönlünü fetheden hem de saygınlığını korumayı başaran bir usta, ideali de bu değil mi. Yeri geldi mi türkü söyler, yeri geldi mi ilahi okur, yeri geldi mi Türk şiiri hakkında konuşur; daima kendisi kalarak ve hürmet uyandırarak.
            Bir edebiyat ortamımız olsa şimdiye kadar Mürsel Sönmez’le ilgili nice nice yazılar çıkar, incelemeler yapılırdı; ama neylersin ki yok. Niye yazılsın ki; Mürsel Sönmez ne bir büyük yayınevinin editörlüğünü yaptı ne bir büyük gazetede köşe tuttu ne bir yüksek bürokrat ne de bir politikacıydı. Edebiyatın gündemini maalesef edebiyat dışı faktörler belirliyor. Fark etmez, Mürsel Sönmez birbirinden nitelikli ve kalıcı şiir kitaplarına imzasını attı, yakınlarda peş peşe okuduğum son iki kitabı “Mansur Ahengi” ile “Üzüm Meseli”, çok az şaire kısmet olacak kalitede kitaplar. Kocaman bir yürek ve üst düzey bir şiir bilgisi gerek bu kitapları ortaya koyabilmek için.        
Sezai Karakoç ve Nuri Pakdil gibi öncülerin geleneğini devam ettiren Mürsel Sönmez cömerttir, açın halinden anlar, doymak bilmeyen yukarıdakilere karşı da lafını esirgemez. Çok insana emek vermiştir, emeklerinin karşılığını ne kadar aldığını bilemem ama böyle insanlar insana emek vermeden edemezler. Yarın kıyamet kopacağını bilsen de ağaç dik, hadisine göndermede bulunarak söyleyeyim: Mürsel Sönmez, yarın kıyamet kopacağını bilse de kendisine şiirini getiren bir delikanlıya yol gösterir, derginin gelecek ayki sayısının hazırlıklarını yapar. Aksatmaz işini, böyledir bu. Mürsel Sönmez ahlaklı insanları koruyup kollar, yetenekli insanları önemser ama ahlaklı ve yetenekli insanlara ayrı bir değer verir. Bununla birlikte kimseye eyvallahı da yoktur, eğriye eğri doğruya doğrudur, hesaba kitaba giriştiğine tanık olmadım. İlk şiir kitabım “Bana Hayran Olsana” hakkında, dergisinde o zamana kadar hiçbir ürünüm çıkmadığı halde bir yazı yayımlamıştı; asıl söz alması gerekenler susarken. Birçok derginin yayımlayamayacağı bazı şiirlerimi Mürsel Sönmez yayımlamıştır. Soma hakkındaki anti-kapitalist şiirim Bir Nokta’da çıkmıştır mesela. Edebiyat dergiciliği tarihimizin en özel girişimlerinden birini de Mürsel Sönmez gerçekleştirmiştir; Bir Nokta’nın Mart 2015 sayısındaki ürünleri, yazarlarının isimlerini koymaksızın yayımlayarak. Bunu öğrenir öğrenmez bir şiir göndererek ben de katılmıştım bu anlamlı faaliyete.
            Mürsel Sönmez’in şiirini uzun uzun konuşmak gerekiyor ama onu tanıyanlar müstesna kişiliğini konuşmadan edemeyecektir. Şiiri birçok şairin şiirinden öndedir, kişiliği birçok birçok birçok insanın kişiliğinden önde. Önden gidenler sayesinde bir yer edinebiliyoruz dünyada, onlara hürmet edelim.

Aykut Nasip Kelebek 



Yorum Gönder

0 Yorumlar