İTİBAR’IN BİLİNÇ-ALTI: SELAHATTİN YUSUF VE HAŞMET BABAOĞLU

İtibar, malum, Dergâh’tan ayrılan İbrahim Tenekeci ve ekibi tarafından kuruldu; kısa zamanda da okunur, takip edilir olmayı başardı. Tabii İbrahim Tenekeci’nin dergicilik geçmişi Dergâh deneyiminden ibaret değil, o, yakın bir geçmişte Kırklar’ın da editörlüğünü yüklenmişti. Ama Kırklar’la İtibar’ın arasında şöyle bir fark var, Kırklar, Dergâh’ın pilot dergisi görevi güdüyor, Dergâh’a şair-yazar yetiştiriyordu: İtibar ise Dergâh’la ilişkisini kesmiş bir Tenekeci ve çevresince çıkarılıyor, yani bütün mevcut performans, buraya akıyor.
      İbrahim Tenekeci, İtibar’da, gene önceki deneyimlerinin aksine, sadece Anadolucu çevreyi kucaklamıyor, bunun yanında İslami camianın isim yapmış, saygın şair-yazarlarına da kendini kucaklatıyor. Zaten İtibar’ı gündemde tutan asıl şey de bu. Cevdet Karal’dan Hüseyin Atlansoy'a, Cemal Şakar'dan Güray Süngü’ye, onlardan Atasoy Müftüoğlu'na pek çok imza yer alıyor İtibar sayfalarında. Ama burada bir ayrıntıya dikkat çekmeliyim; İtibar’ı okumamızı sağlayan bu ve daha pek çok kalemin hiçbiri, derginin asli-genç yazar kadrosundan değil. Hepsi yaşını başını almış, kendini çoktan ispatlamış kalemler. İtibar’ın işi bunlarla götürmesi, ilk kitaplarını çıkarmış gençlerinden yeterli verim alamaması ve yeni kalemler çıkaracak bir çapta olmaması; dergi adına büyük handikap. Bizzat İbrahim Tenekeci tarafından yetiştirilmiş gençler, dergiye dışarıdan destek veren ustaların arasında eziliyorlar. Bu yüzden dergi, içerideki açıkları dış desteklerle kapatmak zorunda kalıyor. Bir sohbetimizde Abdullah İlhan'ın da söylediği gibi, Kırklar’da yetişen gençlerden verim alamayan İtibar, ayrıca, yeni gençler keşfetme peşine düşmüyor. Bizce doğrusunu da yapıyor, çünkü genç yetiştirmek, üstat işidir.
       Israrla, edebiyatın yanına fikriyatı da yerleştirmeye çalışan İtibar, arkaplanina sadik kalarak Anadoluculuğa-Nurettin Topçu çizgisine devam ettiği halde Özdenören kardeşlere ve Cahit Zarifoğlu'na da yaklaştı, onları kapağa taşıdı, haklarında dosyalar düzenledi. Fakat İtibar, Sezai Karakoç’u görmezden gelmekte ısrar ediyor. Şiirimizdeki büyük etkisi herkesçe kabul olmuş, düşünceleri günümüz siyasetinde somutlaşmaya başlamış bir Sezai Karakoç hakkında, İtibar’da şimdiye dek tek müstakil yazıya rastlayamadık. Peki, Özdenören kardeşleri ve Zarifoğlu'nu benimseyen İtibar, niçin onların ustası Sezai Karakoç’u hâlâ sindiremiyor ve böylece bir paradoksa düşüyor? Kulaklarının birilerince çekilmesinden mi çekiniyorlar? Kimilerinin anlayamadığı bir şey var, Özdenören kardeşler ve Zarifoğlu, siyasi denemeler kaleme almış, İslami ideolojiye destek vermişlerdir; ama Sezai Karakoç, İslam’ı tıpkı ustası Necip Fazıl gibi yegane ideal bellemiş, bunun sadece düşüncede değil aksiyonda da yılmaz mücadelesini vermiştir. Sezai Karakoç'u benimsemek demek, İslam “medeniyeti” fikrini de benimsemek ve böylece İtibar için, Nurettin Topçu felsefesini, yani bizzat kendisini inkar etmek anlamına gelecektir. Ama biz asıl, iflas etmiş bir Nurettin Topçu felsefesini -ve onun süreğinde İsmet Özel- inatla devam ettirmelerini onlar için bir zaaf olarak görüyor, Türkiye'de İslami düşüncenin, onların henüz kavrayamadıkları Sezai Karakoç düşüncesiyle yol alması gerektiğini düşünüyoruz.
       İtibar, popülere de yakin duran bir dergi ve bu hastalıklı ilişkileri, onlara nitelikli okurun gözünde kan kaybettiriyor. Mesela Selahattin Yusuf'u derginin kapağına taşıdıkları gün, İtibar pek çok nitelikli okurunu kaybetmiş oldu. Popüler kültürle olan bir diğer ünsiyetleri de Haşmet Babaoglu: Burada ise Tenekeci ve Babaoğlu ilişkisinin devreye girdiğini düşünüyoruz, biliyorsunuz, Babaoğlu yeri geldikçe Tenekeci şiirinden bahseder, hatta Tenekeci, onun kendisi hakkındaki bazı yorumlarını, bütün bir edebiyat kültürünü hiçe sayarak şiir kitaplarından birinin arka kapağına taşımıştı. Kestirmeden ve İtibar’da şiir yayımlayan şairleri incitmek pahasına söylüyorum; ben olsam Haşmet Babaoğlu'nun şiirlerine yer açan bir dergide şiir yayımlamazdım, burada ayrıca şiir-popüler ilişkisini, Haşmet Babaoğlu'nu tartışacak da değilim. Ama sanırım, Selahattin Yusuf ve Haşmet Babaoğlu; popülerlik yönleriyle, Tenekeci ve çevresinin, bilinç-altlarında yer alan idolleri.
      Bütün bunların yanında İtibar; polemiklerden, tartışmalardan uzak duruyor; mutedil bir edebiyat dergisi yani.

     Aykut Nasip Kelebek

Yorum Gönder

0 Yorumlar