POETİK BİR ŞAİR: AHMET MURAT
Ahmet
Murat’ın ilk şiirleri, dil ve algılayış bakımından II. Yeni’nin ilk örneklerine
benziyor: soyut, bulanık ve kimi yerde insansız. İbrahim Tenekeci’den Ömer
Erdem’e pek çok 90 kuşağı şairi gibi Ahmet Murat’ın şiirine de, son kitabı “Bir
Şair Bisikletle”ye gelinceye dek –çünkü bu kitapta İstanbul şiire girmektedir-,
taşra, damgasını vuruyor. Fakat onlarda, bir şekilde şehirle de ilişkisi
bulunan taşra, Ahmet Murat’ta bütün bir şiiri hâkimiyetine almış gibidir,
Anadolu’yu yakından tanımayanlar, mesela bir dirgen göstergesini
yadırgayacaklardır. Ahmet Murat’ın tabiatla bunca ilişki kurmasına rağmen,
kuşağının bazı şairleri gibi çiçek-böcek edebiyatı yapmakla eleştirilmemesi
ise, onun şiirlerinde dini bir ciddiyetin kendisini hissettirmesiyle ilişkilidir.
Ahmet Murat şiirinin son yıllarda giderek güçlendiğini düşünüyorum, onun son kitabı “Bir Şair Bisikletle”de, şiirlerin özgür bir solukla uzadığını, Balzac, Mehmet Akif ve Peyami Safa gibi yazarlarla kurulan metinler-arası ilişkiler sayesinde büyüdüğünü ve siyasi, kültürel, toplumsal göndermelerin berraklık kazandığını ve günümüz göstergelerinin varlık kazanışını göreceksiniz. “TDED Şiir Yıllığı 2012”ye verdiğim soruşturma cevabında da belirtmiştim, Ahmet Murat, asıl sıcak ve yetkin şiirlerini “Bir Şair Bisikletle”den sonra yazdı, onun dördüncü şiir kitabıyla kendisinden daha bir beğeniyle söz ettireceğini ve ayrıca şiirlerinden yola çıkarak, günümüz şiirini iyi izlediğini düşünüyorum.
0 Yorumlar