HABİL TECİMEN'İN, "SOL KAVRAMLARIN GEZİ PARKI İSYANI" YAZISINA BİR BAKIŞ



Dil ve Edebiyat dergisinin Temmuz 2013 sayısında Mehmet Habil Tecimen tarafından kaleme alınmış ilginç bir metin var. Başlık ‘Sol Kavramların Gezi Parkı İsyanı.’ Metin son olayları değişik açılardan okuyor ve bu bakımdan oldukça da zengin duruyor; tema olarak her ne kadar gezi parkı olayları etrafında dönse de metinden bu tür olayların köklerinin zannedildiği kadar yüzeyde olmadığı anlaşılıyor. Tek bir sebebe dayanmadığı da… Yani tarihsel bir arka planı var konunun. Fransız Devriminden tutun paramiliter edebiyata, oradan da Amerikancılığa kadar çeşitli konulara atıflar yapılarak işlenmiş metin.

Habil Tecimen’in yazısı, bazı meseleleri yeniden düşünmek isteyenler için oldukça zihin açıcı. Düşündürücü. Ama ben Tecimen’in yayılmacılığa, Platonizme ve Batı’nın ürettiği yerleşik müdahale kavramına bakışını daha ilginç bulduğumu söyleyebilirim.

Örneğin yayılmacılığın kökenini Tecimen, devlet olabilmek, dünyayı avuç içine alabilmek için üretilmiş ve yeryüzüne sunulmuş bir etki meselesine dayandırır. Diğer adıyla yayılmacı bir devletin, adını başka kültür ve medeniyetlerde kendi adına diri tutmanın yolunun buradan geçtiğini belirtir. Yani aslında Tecimen’e göre bir devlet başka zihinleri meşgul ettiği oranda büyüktür. Bir zamanlar Türkiye’de giyilen yeşil parkaların, şimdi de Taksim’de göze çarpan Amerikan tişörtlerinin giyilme sebebini de aynı etkiye ya da biraz da oluşturulmuş Amerikan karizmasına bağlamak lazımdır. Üzerine giydiğin şeyi kafanda da taşıyorsun demektir.

Platonizmi ise Tecimen, bizler adına kültür ve hafıza kaybı olarak açıklar. Cumhuriyet platonizminin geleneksel Leyla ve Mecnun hikayesindeki türden metafiziksel sezgilerin yerini pagan bir sezgi türüyle doldurmaktan başka bir anlama gelmediğini söyler. Allah’a kadar giden yolu kısaltmak, manevi bir alanı nesnelleştirmek diyebiliriz Tecimen’in bu yorumuna. Cumhuriyetle birlikte bizde sık sık yaşanmaya başlanan uzak, kavuşulmaz kişilere ebedi bir varsayımla duyulan platonik aşklar, yine böyle bir kültürel kaymanın sonucu olsa gerek.

Müdahale olgusuna gelirsek o da içinde dünyayı tek merkezli yönetme fikrini barındırıyor Tecimen için.

Aslında Mehmet Habil Tecimen’in,  Gezi Parkı olaylarından yola çıkarak, sağ ve sol kavramların yardımıyla yaptığı analizler, metinden başlıca şu iki şeyi anlamamız gerektiğini gösteriyor. Birincisi, sınırsız özgürlüğü savunan bir cumhuriyetsen her zaman olur olmaz etkilere ve müdahalelere açıksın.  İkincisi; devletsen yapacağın etkiyi iyi seçmelisin.


Adem Kalan 



 

Yorum Gönder

0 Yorumlar