İnsanlık tarihi, biraz da yol ayrımlarının tarihi değil mi?
Sanatta, siyasette, günlük yaşamda yola birlikte çıkanlardan biri zaman
içerisinde safını değiştirebiliyor ya da krizler, her iki tarafı da farklı
istikametlere yönlendirebiliyor. Edebiyata Diriliş’te başlamış, yıllarca
beraber Kaşgar’ı çıkarmış Cevdet Karal ve Ömer Erdem, bu durumun
edebiyatımızdaki iki canlı örneği. Kaşgar sonrası Karal’ı daha ziyade İslami
kesimin, Erdem’i ise solcuların yayınlarında görür olmuştuk. Gezi gibi
toplumsal olaylarda da yine Karal İslami kesimin, Erdem Gezicilerin yanında
pozisyonunu belirliyordu. İlginç bir rastlantı, onların ayrılıklarını bir kez
daha gözler önüne serdi. Cevdet Karal, Necip Fazıl şiir ödülünü alalı daha bir
ay olmadan Ömer Erdem’in Fazıl Hüsnü Dağlarca şiir ödülünü Şükrü Erbaş’la
paylaştığı haberi geldi. Hayat, gerçekleri bazen gözümüze gözümüze sokuyor.
İtirazım yok, insanlar elbette saf değiştirebilir, çevre/arkadaş
değiştirebilir, değiştirebilir oğlu değiştirebilir, bunda bir problem yok. Bu
dönüşlerin kısa vadede belki birtakım katkıları da görülebilir, ancak zaman,
herhalde asıl ödülü, cepheyi terk etmeyenlere verecektir. Ve vaktiyle
Diriliş’in yazı işleri müdürlüğünü üstlenmiş, Cahit Zarifoğlu ödülü almış Ömer
Erdem’in, Kemalist bir şair adına verilen bir ödülü bir Marksist ile paylaşması
kulağa hiç hoş gelmiyor. Aynı ödülü paylaşmak demek, bu bağlamda maalesef, aynı
dünya görüşünü, aynı hayat anlayışını da paylaşmak demektir.
Cevdet
Karal’a gelince: Şair, kendi geçmişiyle çelişmek şöyle dursun, hepimizin geçmiş
ve geleceğinde büyük pay sahibi bir üstat adına verilen bu ödülü alarak, ödüle
ayrı bir saygınlık katmıştır. Bu ödülün süreklilik kazanmasını, giderek daha da
prestijli bir hâl almasını temenni ediyorum. Bu yıl daha ikincisi verildi, başlangıçta
bazı hatalara, yanlış tercihlere hazırlıklı olmak lazım. Ama istikrar
esastır.
Aykut Nasip Kelebek
0 Yorumlar