Cuma akşamları Dil ve Edebiyat Derneği’nde çeşitli
yazarlarla edebiyatımız hakkında sohbet ediyoruz. Yazarların kitaplarının
hediye edildiği bu hoş sohbetimize herkesi bekliyoruz.
Geçen hafta
konuğumuz olan Yeprem Türk’le Türk Edebiyatı, Dünya Edebiyatı ve kendi
kitapları hakkında konuştuk.
Yeprem Türk ocak
ayında Kuruluş dergisini çıkarmaya başladı. İki aylık çıkan derginin ikinci
sayısında (mart-nisan) Kuruluş Dergisi Yayınları’ndan (KDY) Yeprem Türk’ün
imzasını taşıyan üç kitap okurla buluştu. Yeprem Türk’le dergi çıkarmanın
zorlukları, hoşnutlukları, bir dergide bulunması gereken nitelikler, günümüz
dergileri ve daha birçok edebiyatla ilgili konular konuşulup tartışıldı.
Program Zafer
Acar, Aykut Nasip Kelebek, Abdullah İlhan ve Selim Sina Berk’in etkili; Merve
Balcı’nın akademik perspektifle sorduğu sorularla devam etti.
Dergicilikte
rakipleşmenin gençlerin yetişmesini engellediğini düşünen Yeprem Türk dergilerin
yazar yetiştirmesi gerektiğinin altını çizdi. Şairin ‘’Bazı dergiler, şöhret
olma umuduyla köyden büyük şehre gelen bir kızın düştüğü bataklık gibi
şair-yazarları bırakmıyor. Bu durum şairi başkalaştırıyor ve bazı gençler bu
yüzden harcandı.’’ şeklindeki ifadeleri bugünün dergilerine endişeyle bakmamıza
neden oluyor.
Şiirin tarihsel
gelişimini değerlendiren Türk bundan sonraki on yılın şiirde sadeleşme dönemi
olacağını hatta bu dönemin başladığını düşünüyor.
‘’Bazı dergiler temellerini bir fikre dayandırıyor.
Dergi fikre dayandırılmamalı, bu arkadaşlar sürekli bir kahraman peşinde,
kahraman bulamıyorlar ama bulmak zorundalar.’’ diyen Türk Mehmet kahramanının
milletten çıktığını düşünüyor.
Bazı şairlerin iyi şair olmadığı ama hoş insan olduğu
için edebiyatta var olduklarını dile getiriyor.
Şiir yazmada hız
kavramına da değinen Türk ‘Hız yaratıcılığı olumsuz etkiler, yaptığımız işlerin
tadına varamayız, söyleyeceklerimizi ışık hızıyla değil eşek hızıyla
söylemeliyiz’ diyor.
İmge ve metafizik
kavramlarına da değinen Türk ‘imge ve metafizik; yoga yapan sakallı Çinliyle
Müslüman hacı, ikisi de dışarıdan aynı görünüyor, ama yakına gidince çok farklı,
imge ve metafizik de öyle’ diyor.
Son olarak Yeprem
Türk, şiiri kırk beş yaşında bırakacağını ve on yılının kaldığını söylüyor. Sohbetimizi böylece bitiriyoruz.
Turgay Demirel
0 Yorumlar