MUSTAFA
AYDOĞAN’DAN 90 KUŞAĞINA
RİNGDE DURUŞ
DERSİDikkatinizi, kemikleşmiş bir yanılgıyı dile getiren şu soruya çekmek istiyorum: “Hem bir edebiyat dergisi yönetmek hem de şiir yıllığı hazırlamak edebiyatta iktidar alanına soyunmak gibi algılanabilir. Bir şair olarak bu algı sizi ürkütmez mi?” Ne yazık ki, iktidarın ne olduğunu bilen pek az kişi var edebiyat ortamında. Ne yani! Dergilerimiz, yıllıklarımız, eserlerimiz güçlü kudretli olmasın mı. Evet, bu sorunun back-grounduna gidecek olursak karşımıza, Cumhuriyet sonrası edebiyatta hakimiyet kuran ve bir elin parmaklarını geçmeyen Müslüman sanatkârları her fırsatta ezen sol kesim çıkacaktır. Cahit Zarifoğlu’nun düzyazılarını okurken, kendi vatanında, kendi milletinin kandırılmış evlatlarının tankları altında eziliyormuşçasına yankılanan çığlıklarını duymuştum. Müslümanlar hem siyaset hem sanat meydanında yok sayılmanın ruha yaptığı işkenceye maruz kalmıştı. Yok sayılanlar birer gökdelen gibi yükseldi göklerimize. Ya yok sayanlar şimdi varlar mı, hayır, şuan bir enkazlar. İşte söyleşiyi gerçekleştiren arkadaşımız, iktidarı, Cumhuriyet sonrası uygulanan yanlış politikalar nedeniyle, kendi vatandaşına zulmetmek olarak algılıyor. Bu yanlış inanışın, en azından bilincimizden silinmesini sağlamamız gerek; bilinç-altımıza gücümüzün yeteceğini ise sanmıyorum. Bu konu psikanalize girer, beni aşıyor, ama şu öneride bulunmak istiyorum: Hiç değilse çocuklarımızı cesur yetiştirip geleceğimizin sağlıklı bilinçlere devredebiliriz.
Osmanlı atamız dünya iktidarıydı, kime zulmetti, hangi etnik gurubu ortadan kaldırdı, ne din düşmanıydı ne dil, herkese adaletle hükmetti. Korkalım mı onlar gibi kudretli olmaktan. Ki iktidar-güç sahibi olmak, yaşamanın bir şartıdır. Doğru beslenemeyen bir beden, zayıf düşer, mikroplara açık hale gelir ve daha da kötüsü ölümle ruhunu kaybeder. Gördük, yüzyıllar koca bir yara gibi geriye doğru uzanıyor, geçmişimiz bizim referansımız, evet, en çok Müslüman’a yakışıyor iktidar.
Bize yukarıdaki epik sözleri yazdıran Mustafa Aydoğan, Dergâh’ın sorusuna kendisinden beklediğimiz cevabı cesurca vermiş: “Ne ki şöyle de bir gerçek var; iktidar olmadığınız yerde hükmünüz olmaz. Şiir de, sanat da, edebiyat da bir siyaset biçimidir. Dergi çıkarmak da hükmetmek kastı taşır eğer biraz daha derine inersek. Ne için dergi çıkarıyorsam, aynı şey için yıllık çıkarıyorum ve aynı şey için şiir yazıyorum. Benim bu dünyada bulunuşumun bir amacı var. Bir birey olarak sorumluluğum var. Bir Müslüman olarak sorumluluğum var. Ben hüdayinabit değilim ki…”
Tetikçi
0 Yorumlar