Necip Tosun’un bu söylediklerinde bir sorun yok
gibi görünüyor, lakin şairlerin ve yazarların ulaştıkları zirve eserleri
sıralamaya başladığında olay kopuyor. Öykü ve roman seçiminde nispeten
başarılı: Halit Reşat Nuri-“Çalıkuşu”, Peyami Safa-“Fatih-Harbiye” (bence “Dokuzuncu
Hariciye Koğuşu”dur, tabii yazarın tercihine bir şey diyemeyiz), Halit Ziya
Uşaklıgil-“Aşk-ı Memnu”. Ne ki şair-şiir eşleştirmelerinde Necip Tosun, tepetaklak
düşmüş. Necip Fazıl’ın zirve şiiri “Kaldırımlar”, Sezai Karakoç’unsa “Monna
Rosa”ymış.
Şimdi biz bu metnin neresinden tutup çekelim, neresini düzeltelim. Allah
aşkına, Necip Fazıl 20’li yaşlarının başında “Kaldırımlar”ı yazıp bıraksaydı
bugün aynı Necip Fazıl; Sezai Karakoç, 19 yaşında yazdığı “Monna Rosa”dan sonra
hiçbir şey kaleme almasaydı, bugün aynı Necip Fazıl ve Sezai Karakoç’u bulacak
mıydık karşımızda. Dünyamızı “Kaldırımlar” ile “Monna Rosa” değiştirmeye
yetecek miydi. Ne saçma sorular soruyorum değil mi Necip Tosun. Bence mevzuyu
uzatmayalım, sevgili arkadaşım, sen öykü ve öykü eleştirisi yazmaya devam et. Şairlerin
bence işine karışma.
Tetikçi
0 Yorumlar