Her şeyi ölçüp tartıyor o, usa vuruyor o, bilgili o
küfretmeyelim diye oğullarına peygamber ismi koyuyor o
küfretmeyelim diye anasını Asiye, bacısını Meryem, karısını Hatice
kızını Fatma diye çağırıyor o
kolay kolay hata yapmaz o, sapkın atalarının yolundan sapmaz o
rakı içip sarhoş olur viski içip ayılır o
mazlumların kabaran gözyaşlarında sörf yapmaya bayılır o
her türlü sinerjiden yararlanmayı bilen bir post-modern o
Tanrıyı almış arkasına yüzyıllardır şeytan yanı başında
her kelimem Siham-ı Kaza olsa baş edemem onun ordusuyla
mesela diyor o –hadi gel de altından kalk-
pezevengi olmayan orospuya güvenmeyeceksin, -lafa bak-
diyor o, zengin bir zenci olabilmek için Afrikada zen ticareti
yaptı Rimbo
şairken eşcinseldi -(?)- tüccarken pezevenk
müşterileriyle menfaat ilişkisi kurdu, kapitalizm bu
diyor o, adab-ı muaşerete ne gerek var hepimizin sonu underground
diyor o, söylediğin yalana inandığın an kurtulursun yalancılıktan
diyor o, bir tek benim mi içime şeytan kaçmış
bütün kutsal kitapların içinde şeytan var, hiç düşünmez misiniz
diyor o, Allahın evi putlarla doluydu bir zamanlar, -misyoner gibi
ikna edici-
diyor o, anolojilerden de doğabilir hakikat
-tank gibi üzerimizden geçen bu sözlerin hadi gel de altından
kalk-
diyor o, girdiği cebi delemez banknot, özgürlük için bozguncu
demir para ol
diyor o, masallara kanma, gökten üç elma düştü kanalizasyona
diyor o, istersen evrime inanma
ama
hayatının dokuz ayını balık olarak geçiriyorsun ana karnında
diyor o, sonsuz olsan doğmazdın, bu yüzden giriyorsun depresyona
diyor o, belki daha az acı çekerdin senin ölümünden sonra
yaratılsaydı evren
diyor o, romantizm hastalıktı psikiyatrların yazdığı ruh-öldürücü
ilaçlarla tarihe karıştı
diyor o, rahatlamak için alter-egonla monolog yapabilirsin
kendini
daha iyi tanıyorsun terapistten
bazen şehrin meydanında aklını yitirip müthiş bir manzaraya
dönüşebilirsin
diyor o, lafımı yabana atma hem Çindeki hem içimdeki ilme ulaştım
ben
diyor o, ben diliyle konuşabilen bir oyum ben. oynuyor o,
felsefeyi iyi biliyor
onunla savaşırken şehit düşsem sonsuza dek yaşar mı adım
hafızayı yaratan Tanrım çoğu kez sen bile hatırlanmazsın
öyle bahtsız öyle geçiciyim ki
ölümsüzlük suyuna düşsem boğulurum
zordur buralarda ayık gezip ayakta kalmak
kader kılıklı devletlerin tonluk yumrukları var bir de
sendeliyorsun, sedye gelmedi ama bir yerlerden müzik sesi
geliyor
düşmemek için dans etmelisin
kimdir bu o, emin ol onlardan biri değil o
olardan oluşan bir odur o
0 Yorumlar